DETAY

Notice: Undefined index: manset in /home/u769896278/domains/muhammedtiyek.com/public_html/include/index_eser_oku.php on line 21

Notice: Undefined index: duyuru in /home/u769896278/domains/muhammedtiyek.com/public_html/include/index_eser_oku.php on line 22
Duvar Ve İnsan
...

İnsan ile duvar arasında fark varmış. Kim demişse ben diyen taraftan değilim. İnsan duvardan farklı olsaydı duvar insan, insan duvar olmazdı. Yıkılan her duvarın altında insan görmektense, görülen her insanın altında kalan duvarın yapı malzemesi olmayı düşünmezdi. İnsanlar gizli duvarlardır demek çözüm olabilir bu yazıda aslına bakacak olursak. Aslın ötesinde bir asrın savaşında duvarlaşmış insanların savaşını açığa vurmuş olmazdık. İnsan nasırlaşan yapısını geçici rahatsızlık olarak görse de aslında yıkılmayan duvarların aşılması gerektiğinin farkına geç kaldığı içindir, geç bir insan ki duvar ötesi değil duvarın kendisidir.

 İnsanı duvar yapmak öldürmenin kendisidir. İddialı olmuş olsa da kılavuzu daima kendi olanın yolunu bulamayışı arayışın yanlış başlangıcı olan kendinden uzaklaşmadır. İnsan kendini bulmalı önce dersek duvar olmaktan uzaklaşmış olabilir demesekte, kendini kendinde arayanın insan olmaya zamanı kalır demek eksik konuşmanın ana damarlarından birini bulmak olabilir. Şairin dediği gibi yaklaşmakta faydasız bir fayda var ‘’ıssız sokağın başında durdum, ben ne kendimi buldum ne kayboldum’’  kaybolmadan bulmaktan bahsetmenin yersiz olacağını vurgulayan şair kendini kaybetmeden bu mısralardan bahsetmişse aslında insanın kendini bulmasının gerektiğini öne bir nebze de olsa çıkarmıştır. Duvarların arkasında görünmezliklerin olduğunu savunan bir beynin kendi gizliliğinin koruyucusunu duvar yapmasındandır. Kendini gizleyen bir insanın ise beyninin saklı köşelerini keşif etmeden ömrünü tamamlaması yaşamının verimsiz ve kısır döngü halini almasına şaşması da elmanın yere düşmesine şaşırmayıp yer çekimi var diyen Newton gibi gerçek olmasıdır. İnsan çevresine şaşmaktansa kendine aynada şaşmalıdır, aynalar duvarlarımız olsa bizim ve biz yani insanlar aynaların içinden geçsek ve kendimizin olduğu yerlere gelebilsek. Yapmamız gerekenin yapılması gerektiği gibi yapılmadığını görebiliriz. Kendimizi bulamadığımız sürece duvar insanlar olarak yaşama vereceğimiz en büyük fayda eksiltilen oksijen ve gıda tüketimi olacaktır. Duvarlar düşünmez derken kastım şu olacaktır ki düşünmeyen bir insanın duvar misali yaşaması aslında zararın doğduğu noktadır. Sonsuz doğru çıkan noktaya bu kadar kötü bir ithafla yaklaşmak beklide benim duvarlarımın yıkılmaya ramak kalışında sıkışmış sonsuzlukların oluşudur. Çözümü bulabilmek için ömrünü harcayan fizik profesörü olmasakta ömrünü insanlık için harcayan bir savaşçının kılıcı kadar keskin olmayı yeğlemek başlangıçtır.

     Sözü uzatarak anlatmak istenen ilkokul hocamın dediği gibi bu kulak demek yerine kolunu tersten geçirip ters kulağa bu kulak demek olacağından işi özünde bırakmak gerektiğine henüz yirmibeş yaşına girmeden kanaat getirmiş bulunmaktayım. Duvar ve insan hangimizin duvarları yok ki diyen sanatçımızı şu dünya kendinde fazlalık görmüşken. Hangimizi fazlalık görmeyecek demeden edemiyoruz. Düşünen topluma ithaf edilen düşünce özgürlüğü kapsamında düşünce ve insanca kalmak gerekliliğinin zorunluluk değil yaşanılabilir dünyanın temel yapısı olduğunun unutulmaması gerektiğini savunaraktan, insanca düşün insan yaşa diyorum.

Okuma: 1439, Tarih: 27 Şubat 2017 Pazartesi
Copyright © 2017 muhammedtiyek.com Tüm Hakları Saklıdır.